Mezeler

Sarımsak, ceviz, ekmek içi, tavuk bir araya geliyor ve çilingir sofralarının vazgeçilmez mezelerinden biri ortaya çıkıyor.

Sarımsak gibi baskın tatlar anasonun daha az hissedilmesine ve alkolün belirginleşmesine sebep olur.

Yüksek anasonlu ve düşük alkollü (1'e 2 sulandırılmış) rakılarla eşleştirilebilir.

Rumca'da 'yahni' anlamına gelen 'plakhi' sözcüğünün Türkçe'ye 'plaki' olarak geçtiği bilinmektedir.

Pilaki ve yahni arasındaki fark yahniye bol soğan, pilakiye bol sarımsak konmasıdır. Ancak günümüzde soğanlı tarfiler de yaygındır.

Umami tatları dengelemek için 1'e 2 sulandırılmış rakılar ile uyumludur. ​

Yoğurtlu mezelerde asidite hissiyatını dengelemek ön plana çıkar. Rakıda asidite yoktur. Ama yemeklerdeki asiditeyi yani ekşiliği dengeleyebilecek anason vardır.

Anasondan gelen tatlılık yiyeceklerdeki ekşiliğin dengelenmesini sağlar. Yoğurt ve yoğurtlu mezeler yüksek anasonlu rakılarla eşleşebilir.

Çiroz, Yunanca'da 'kurutulmuş, kurumuş, kuru' anlamına gelen 'tsiros' ('ts', 'ç' sesidir) sözcüğünden gelir.

Çirozun tuzluluk hissiyatı yüksek anasonlu rakılarla eşleştirilebilir. Anasondan gelen tatlılık mezelerdeki tuzu dengeler.

Patlıcanın közlenmesi ile yapılan bu mezedeki füme hissiyatı ile anasonun aromatikliği uyum sağladığından, bu tip mezeler yüksek anasonlu rakılarla eşleştirilebilir.

Süzme yoğurt, sarımsak, kurutulmuş Arnavut biberi ile yapılan atomun acı hissitayı ön plandadır. Acı damağı uyuşturduğu ve alkol hissiyatını daha yakıcı hâle getirdiği için zor bir eşleştirmedir ama imkansız değildir.

​Acıyı dengelemesi için daha düşük alkollü ama daha yüksek anason seviyesine sahip rakılar eşleştirilebilir.

'Helva' sözcüğü Türkçe'ye Arapça'dan geçmiş bir sözcük olup, Arapçası 'tatlanmak' anlamına gelen 'heluva', 'heluva'nın kökeni ise 'tatlı' anlamına gelen 'hulv' olarak belirtiliyor.

Helvadaki tatlılık hissiyatını dengelemek üzere yüksek anasonlu rakılarla eşleştirilebilir.​