Şarabı damıtıp yüksek alkollü içkiyi ilk yapan Cabir Bin Hayyan adlı simyacıdır. Bir distile alkollü içki olarak rakının evrimi 8. yüzyıla kadar uzansa da, ilk kez literatüre girdiği 16. yüzyıl başı rakının miladı olarak kabul edilir ve en az 500 yıllık bir geçmişi olduğu vurgulanır. “Rakı"yı yazılı kaynaklarda ilk kez “arak" olarak Türk edebiyatında Fuzuli'nin 1510-1514 arasında tamamlandığı tahmin edilen “Beng ü Bâde" mesnevisinde görürüz.
Rakı, Türkiye'nin sosyal hayatının önemli bir değeridir. 500 yıllık bir tarihi barındırır. Edebiyattan, sinemaya her alanda izlerini gördüğümüz rakı üzerine şarkılar, şiirler yazılmış, birçokları için bir yaşam biçimi halini almış olan bir içkidir. Rakı sofrasında sunulan yemekler, bu kültüre has olarak üretilmiş mezelerden oluşmaktadır. Ülkemizin kültürel simgelerinden biri olarak kendine özgü bir gelenek oluşturan rakı, hem maddi kültüre hem de manevi kültüre katkıda bulunan pek çok unsur içerir. Rakı toplum tarafından çevresinde sohbet ortamları kurulan bir kültürel araç olarak görülmüş, bir araya gelip rakı içmek için büyük bir meyhane geleneği yaratılmış, rakıya eşlik etsin diye dünyada başka benzeri olmayan “çilingir sofrası" kurulmuş ve o sofraya envai çeşit meze koyan koskoca bir mutfak meydana getirilmiştir. Bu yüzden edebiyatımıza, müziğimize, sanatımıza, sinemamıza, giderek manevi kültürümüzün bütününe mâl olmuştur. “Rakı kültürü" kavramı bu tarihsel, toplumsal ve kültürel zenginliğin bütününü ifade eder.
Uyulması gereken kurallar öğretisi diye tanımlayabiliriz. Her şeyde olduğu gibi rakı sofrasında da bir takım uyulması gereken kurallar mevcuttur. Bunlardan bazılarına örnek vermek gerekirse;
İşi bilenler için “masa arkadaşlığı" kurulması ve korunması gereken bir değerdir. Fakat tüm bunları koruyabilmek için, kararında içmek ve o şekilde kalmak çok önemlidir.
18 Yaşından büyük olduğunuzu teyit etmek için lütfen doğum tarihinizi girin.
Gün
13
01
31
Ay
Temmuz
Ocak
Aralık
Yıl
2024
1944
2024
BU SİTEYE GİRİŞ YAPABİLMENİZ İÇİN 18 YAŞINDAN BÜYÜK OLMAK ZORUNDASINIZ